-
Pelin ÇIRPAN
Tarih: 29-06-2023 21:25:00
Güncelleme: 29-06-2023 21:38:00
Bugüne kadar kimse sağlıklı bir özeleştiri yapmadı, bu sebeple bari ben kendi kendime yapayım dedim.
Şu an’a kadar herkesin birbiri arasında dile getirdiği ama kimsenin yazmadığı hepimizin bildiği gerçekler aslında bu konular.
Bundan sonra seçimler tüm üyelerinin katılımı ile yapılacak söylemi ardından, kongre takvimlerinin açıklanması…
Yine CHP örgütünün ağzına bir parmak çalınması adına içi boş bırakılan söylem…
Hangi seçimler tüm üyelerle yapılacak peki?
İlçe seçimleri mi, il başkanlığı seçimi mi? Meclis üyelikleri ya da belediye başkan adaylıkları mı?
Yoksa seneler sonra yapılacak milletvekili adaylıkları ya da cumhurbaşkanı adaylığı mı?
Hangi seçim konu muamma olarak kaldı ve yine herkes belki bir koltuğa otururum diye, kongre takvimi belirlendiği an sus pus kaldı…
İlk olarak 6’lı masanın onca toplantı yapıp, hiç son an’a kadar cumhurbaşkanı adayını konuşmamış olduğunu öğrendiğinde hayal kırıklığı yaşadı bu millet.
Varsayalım konuşulmadı, Sayın Meral Akşener, Kemal Kılıçdaroğlu adı yeni zikredilmiş gibi nerdeyse masayı dağıtma konumuna geldiğinde 2. güven sorunu yaşatıldı bu millete.
CHP’nin milletvekili adaylarını fazla fazla dağıtması; örgüt yok sayıldığı gibi, ne il başkanı, ne ilçe başkanlarının gerçek anlamda fikrinin alınmaması, alınıyor gibi görünmesi…
Bursa’da listeler açıklandığında, herkesi şok yaşaması, Türkiye genelinden bile daha çok oy kaybı yaşanmasına sebep oldu…
Oysa baktığınızda Bursa’da herkes çok başarılıydı (!) , herkes var gücüyle çalışmıştı (!), tüm sandıkların dolması yeterliydi… Oysa bu seçim sadece sandıklara indirgenmeyecek kadar önemliydi ve her birleşenin bir önemi vardı.
Bursa’da en kötü liste nasıl yapılır dense, ancak bu kadarı olabilirdi!
Çoğu aday iki pazar ve esnaf gezisiyle, ya da bazı kolların peşine takılarak seçimi geçiştirdi.
Önceki seçimlerde görmediğimiz kadar aşırı heyecansızlık, değil kitleleri, kendilerini zor seçimlere sürüklediler.
Bursa’da sadece iki aday Hasan Öztürk ve Şahin Sevinç dışında araç bile giydiren olmadı. Bir de listede olmadığı halde yine de çalışmalara devam eden önceki milletvekili Erkan Aydın dışında…
Açılan hiçbir seçim ofisi göremedik.
Eskiden adaylar en azından kendi mahallelerinden ya da ilçelerinde seçim ofisi açardı.
Ve hatta oy kullanacağı okullara uğrayıp, orada çalışan örgüt emekçilerine, sandık, okul ve kat sorumlularına selam dahi vermeden çekip gidenlere bile şahit oldu bu gözler. Poz vermeyi ihmal etmediler tabi…
Onca kişi arasından, ilk 10’a yazılan herkes –benim sıram neden burada- zaten ben kazanamayacağım diyerek çalışmadı.
CHP örgütü ve emekçileri yani hiçbir yerde aday olmayan gerçek emekçiler sırtlandı yine bu seçimi.
Hele ki en korkunçlarından biri, seçim öncesi seçilmiş 17 gençlik kolları başkanlarının birden görevden alınmasıydı. İl gençlik kolu başkanlığına birden, kimsenin tanımadığı 2 aylık üyenin getirilmesi ile Bursa zaten ilk şokunu yaşamıştı.
Görevi terk edenlere ses etmeyip yerine mahallelerde atama yapılınca kıyamet koparanlar yani sözde “atama” lara karşı gelenler, il gençlik kolu başkanının hem de 2 aylık üyenin atanmasına ses çıkarmadılar. Kadın kollarının atanmasına ses çıkarmadılar. Milletvekili adaylarının atama yöntemi ile belirlenmesine “bizden” deyip ses çıkarmadılar.
Bu düzene baştan itiraz etmeyenler, konuları ufacık mahalleye indirgeyenler, şimdi delege seçimlerinde çarşaf liste diye demokrasi nağraları atacaklar.
Herkes yine koltuk savaşlarına başlayacak, ufacık bir delegelik için tartışmalar çıkacak. İstediklerini alanlar sessiz kalacak, alamayanlar yine birbirine düşman kesilecek.
Meral Akşener’in zehir zemberek, korkunç çıkışı unutulacak, belediyeler de risk altında diye düşünmeyecekler bile.
Milletvekili adayı olamayınca ya da yerini beğenmeyince ve hatta seçilemeyince hiçbir yerde görülmeyecek/görülmeyen adaylara CHP’nin ve ülkenin kaderi teslim edildi diyemeyecekler.
Bir toplumsal açıklama yapmayan, görüşü donanımı olmayan hayatında CHP adına risk almamış kişiler, dolgu malzemesi olarak tarihe geçecekler.
Fotoğraf çektirmeyi çalışma sanan, çalışmaların ‘Ç’sinin ne demek olduğunu bilemeyen adaylar, ileride “bu ülke için ne yaptın” dendiğinde sadece fotoğraf albümlerini gösterecekler.
Yine de bugüne kadar mahallesinden delege bile olamamış, CHP örgütü olacak canla başla çalışan.
Kendi insanıyla, kendi yol arkadaşıyla uğraştığı kadar, iktidarla uğraşmamış, iktidara karşı tek cümle bile kuramamış bu kişiler, umarım gerçek ve asıl büyük sorunu görebilir ve aklını başına toplar.
Umarım bu dağılmışlık, bu şekilcilik, bu vurdumduymazlığın sonucu olarak, en başarılı olunan alan CHP’li belediyelerinde elimizden gitmesi ile sonuçlanmaz.
Çıkarsız, hiçbir koltuk amacı olmayan, CHP örgütünün sesini genel başkan ve kurmayları tarafından tarafsızca dinlenmezse sonuç daha büyük hüsran olabilir.
Ki umarım öyle olmaz…