-
Dr. Hüseyin Çelik
Tarih: 18-06-2024 15:13:00
Güncelleme: 18-06-2024 15:13:00
Yani kısırlık !
Dünya Sağlık Örgütüne göre yetişkin nüfusun yaklaşık % 17.5’u bu sorunu yaşamakta.
Günümüzdeki 20 yaşlarındaki kadınların doğurganlık seviyesi, büyükannelerimizin 35 yaşındaki halinden düşük !
Günümüzde evliliklerin öncesine göre daha ileri yaşlarda olması da infertilite meselesinde bir faktördür.
Genlerimiz değişmez ama ifadeleri değişebilmekte. Oksidatif stress adını verdiğimiz patolojik bir durumda genlerimiz değişmese bile ifadeleri değişmekte. Bu da gebe kalmada ve gelecek nesillerin sağlıklı doğumuna olumsuz etkiler yapabilmektedir.
Yani oksidatif stress yapacak durumlardan, maddelerden, besinlerden uzak durmalıyız;
-
Endokrin sistemimizi sekteye uğratan çevresel kimyasallar (Pestisit, bisfenol A, petrokimyasal toksinler) (Yapışmaz tavalar, su geçirmez kıyafetler, pet şişeler, ftalat içerikli her şey, likra ambalajlar, kahve kupalarının iç yüzeyi bunlarla dolu)
-
Polikistik over sendromu, hipotiroidi, Haşimoto, Anemi, Oto immun sorunlar
-
Yanlış beslenme
-
Hareket azlığı
-
Düzenli ve yeterince uyumama
Burada hatırlatılması gereken bir nokta, infertilitenin yarısı erkeğe aittir. Bir kısırlık durumunda erkek’de gerekli tetkikleri yaptırmalı ve oksidatif stress’ini azalmalıdır.
Böyle bir sorunu olan çiftlerin bu konuda uzman olan hekimlerimizin kontrolüne girmesi gerekmektedir. İlaç, vitamin, mineral eksiklerinin düzeltilmesi bile sorunu halledebilir.
Dr.Hüseyin Çelik
Nefroloji ve İç Hastalıkları Uzmanı